Geçen ay yazdığım yazıya hem olumlu hem olumsuz tepkiler geldi. Ekşi Sözlük sitesinde açılan Ali Emre Bukağılı başlığında blogumun linki yayınlandı… Demek ki daha fazla insana ulaşacağım.
Adnan Oktar dışkısını tutamaz başlığını atmamın sebebini yazımın sonunda anlatacağım. Önce size bu şebekenin nasıl çalıştığını anlatayım.
Paranoid Şizofren raporlu Adnan, hastalığı gereği öldürülme, cinayete kurban gitme korkusu yaşamaktadır. Aldığı raporlar resmi raporlardır.
Kendisine İsrail tarafından verilen görev, Türkiye’deki ulusalcıları susturmak, mümkünse korkutmak ve ceza aldırmaktır. Bu tezgah için emrinde onlarca avukat bulunur. İşte ben o avukatların en tepesindeki yöneticiydim. Yani Adnan Oktar’ın sağ koluydum. Onun benzetmesiyle ‘’erkek kedisi Ali Emre Bukağılı’ydım’’ Her gün interneti tarar, kim var kim yok bakardım. Bir ulusalcı çok mu popüler olmuş hemen iki sayfa iftira yazısı hazırlar, sanki o ulusalcı suç işlemiş gibi üzerine iftira atardım. Hazırladığım hakaretleri o ulusalcının üzerine atardım.
Avukatlara emir verir, gelin hemen işlem başlatın derdim. Zaten görevleri benim iftiralarımı savcılara ulaştırmak ve ulusalcılar hakkında davalar açmaktı. Dalga geçer gibi celselere de gitmezdik. Bu şekilde çok kişiye iftiralar attık. Savcılar bizim adamımız olduğu için ulusalcılar yazmadıkları hakaretleri bir türlü kanıtlayamıyorlar ve ceza alıyorlardı. Adnan’da zevkten dört köşe oluyordu. Ayda ortalama 500 kişiye dava açar bu çete. Savcılık kalemleri bile bizden yaka silkmeye başlamıştı. Oktar çetesi Yargı için ekstra bir yüktür.
Bu arada avukatlarımızın maaşları direk İsrail’den geliyordu.
Bazen bizi de şikayet ettikleri oluyordu elbette. Ama Adnan çoğunlukla bu şikayetleri iplemez, asla savcının karşısına çıkmazdı. Aynı durum bugün de geçerli. Fakat Yargı’nın tamamını ele geçiremediğimiz için ulusalcı bir savcı çıktı, ‘’o Adnan’da sıradan vatandaşlar gibi gelip ifadesini verecek’’ demişti.
Adnan mecburen tıpış tıpış savcıya ifade vermeye gitti. Akşam stüdyoda program başlamadan önce hırsını bizlerden çıkarttı. Ulusalcı savcıya ağıza alınmayacak hakaretler etti. İçimden diyordum ki; ah be Adnan gün gelir devran döner, bu iftira attığımız insanların kucağına düşebiliriz. Şimdi iktidar yalakalığı yapıyorsun ama bu iktidar Amerikan çıkarları bitince defolup gidecek.
Gelelim Adnan Oktar dışkısını tutamaz mevzusuna…
Adnan’ın dışkı tutma problemi olduğunu ve bu konuda bir çok raporu olduğunu bizzat Tayyip’in gazetesi SABAH haber yapmıştı. Yazımın sonunda linkini vereceğim, okursunuz raporları.
Dışkısını tutamadığı için uşakları her Allah’ın günü çocuk bezi takıyorlardı Adnan’a. Yürüdüğü her yere katı dışkısı düşer, sidiği damlardı. Ardından hizmetçileri ellerinde temizlik sepetleri ve paspas ile dolanırdı. İşin vahim tarafı paranoid şizofren hastalığında dışkı tutamama problemini İslami yöntemlerle açıklıyordu Adnan.
Ümmeti Muhammed’in sidiğini içerdi diyerek etrafındaki kızları ikna ederdi. Stüdyoda işemeli seks partileri bu kavramdan doğmuştu. Kızların üzerine işer, kızlarda Adnan’a işerlerdi. Stüdyo helaya döner, temizlikçiler dört dönerdi… Bir keresinde patlak dudaklı şebek Aylin Kocaman Adnan’ı penisinden çekip şampanya bardağına işetmiş, lıkır lıkır içmişti bardaktan. Bu konu hakkındaki yazımı okumayanlar varsa buradan okuyabilirler.
İşte işeme, sıçma resmi hastane raporları linkte. Buyurun okuyun. LİNKE BAKINIZ
http://arsiv.sabah.com.tr/1999/11/20/g07.html
Ali Emre Bukağılı günlüğü